• 0 342 3601040

 

İLK SORUŞTURMACI TARAFINDAN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR


1. İlk Soruşturmanın Süresi gerek 2547 sayılı Kanunda, gerekse 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda soruşturmanın süresi konusunda hüküm bulunmamaktadır. 4483 sayılı Kanundaki 30 günlük süre ise tamamen ön inceleme prosedürüne yöneliktir. Bu sürenin soruşturma süreci için uygulanması imkanı yoktur. Zira ilk soruşturma (ceza soruşturması), insan hakkı ihlallerine yol açmamak için şekil şartlarını çok önemli olduğu bir süreçtir. Bu süreç tümüyle Ceza Muhakemesi Kanunundaki usullere göre yürütülür. Ceza Muhakemesi Kanunda bir soruşturma süresi belirtilmemiş olsa da, kanunu bir çok maddesinde soruşturma işlemlerinin, “derhal, öğrenir öğrenmez, vakit geçirmeksizin, en kısa sürede, … süre içinde” gibi ifadelerle mümkün olduğunca hızlı şekilde tamamlanması öngörülmüştür. 53/c maddesine göre soruşturma açan disiplin amirleri ile, soruşturmacıların ve yetkili kurulların dikkate alarak soruşturmayı sürüncemede bırakmaması, en kısa sürede tamamlaması gerekir. Bunun yapılmaması, suçun veya ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğraması riskini beraberinde getirir. Danıştay ihmali sebebiyle soruşturmayı zaman aşımına uğratan soruşturmacının bundan dolayı hakkında soruşturma açılması gerektiğine karar vermektedir.

2. Soruşturmacının, işlemleri yürütürken kanunun öngördüğü şekil şartlama ve muhakeme usullerine çok dikkat etmesi gerekir. Çünkü adli ceza soruşturmasında delil temini, ifade alma vb. işlemlerin her birinin kanundaki usule uygun olmaması halinde bunlar geçersiz kabul edilmekte, hükme esas alınamamaktadır.

 

İlk Soruşturmacı tarafından yapılacak başlıca işlemler

 

1- Katip Görevlendirme

Görevlendirilen soruşturmacı adeta Cumhuriyet Savcısının yerine geçer ve onun yapacağı işlemleri yapar; ona ait yetkileri kullanır. Bu yetkilerin hangisini kullanacağı konusunda bir sınırlandırma yoktur. Öncelikle katip görevlendirmesi yapılır.

2- Ek onay alınması

 Soruşturma emrinde, soruşturma konusu olan suçun ne olduğu, hakkında ceza soruşturması açılan şüphelilerin kimler olduğu ve haklarında hangi suç sebebiyle soruşturma açıldığının belirtilmesi gerekir.Eğer bu belirleme soruşturma onayında yapılmamışsa, soruşturmacı sonradan yapacağı araştırma ile bunları belirleyerek disiplin amirinden ek onay almalıdır.

 

 

3- Soruşturmacının Yetkileri

2547 sayılı Kanun’da ve atıfta bulunduğu 4483 sayılı Kanun’da soruşturmacıların yetkileri konusunda bir düzenleme yoktur. Ancak 4483 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yer alan “bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler” düzenlemesine istinaden, soruşturmacı tarafından yapılacak işlemler bu Kanun’a göre belirlenir. Buna göre soruşturmacının yetkileri:  -Tanık çağırmak, tanık dinlemek ve tanığı zorla getirtmek. -Bilirkişiye baş vurmak, keşif yaptırmak. -Muayene ve otopsi yaptırmak. -Arama yapmak, zorla el koymak. -Sanığın tutuklanmasını istemek. -Yakalama emri vermek. -Sanığı sorguya çekmek, sorguya gelmek istemeyenleri zorla getirtmek. -Her türlü bilgiyi görevlilerden almak. -İstiktap (karşılaştırma) yaptırmak. -Soruşturmacı acele hallerde arama yapar, el koyar. -Tutuklama istemini Sulh Ceza Yargıcından ister. -Görevden uzaklaştırma kararı veremez, verilmesini disiplin amirinden ister.

 

4-) Şüphelinin çağrılması ve ifadesinin alınması

 

a) 5271 sayılı yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, hazırlık soruşturması aşamasında hakkında soruşturma yapılan kimseyi “sanık” değil, “şüpheli” olarak kabul etmiştir. Bu nedenle soruşturma işlemleri sırasında “şüpheli” tabirinin kullanılmasına dikkat edilmesi  gerekmektedir. Soruşturma süresince kişilerle (şüpheli, tanık, şikayetçi vs.) olan yazışmaların “iadeli taahhütlü” olarak yapılması gereklidir. Evrakın elden verilmesi halinde imzalı belge alarak (tebliğ tutanağı) dosyada muhafaza edilmelidir.

Şüphelinin adresi bilinmiyorsa Emniyetten adres araştırması istenir. Şüpheli tebligatı (davetiyeyi) almazsa veya tebligatı almasına rağmen belli gün ve saatte hazır bulunmazsa; bu takdirde şüpheli hakkında Sulh Ceza Mahkemesinden İhzar Müzekkeresi çıkartılması istenir ve zabıta marifetiyle şüpheli getirilir. Buna rağmen şüpheli bulunamazsa ifade almadan karar verilebilir.

b) Şüphelinin ifadesi alınırken kesinlikle yemin ettirilmez. Şüpheli, çağrı kağıdı (davetiye) ile çağrılır. İfade vermesi için makul bir süre (7 gün) verilir. Şüpheli, belirtilen süre içerisinde ifade veremeyecek ise (geçerli mazereti olmak kaydıyla) bu durumu derhal soruşturmacıya bildirmelidir. Eğer şüpheli, müşteki veya tanık başka bir yerde ise, istinabe suretiyle ifadesi alınır. Soruşturmacı bulunduğu yerin dışındaki bir kişiyi vekil tayin ederek işlem yaptırabilir.

c) Bu durumda soruşturmacı tarafından istinabe yoluyla vekil tayin edilen kişiye bir talimat yazılır ve bu yazıda yapılacak işlerin neler olduğu bildirilir. Bu gibi durumlarda naiplerin, yeminli katip bulundurma ve tutanak düzenleme işlerinde usule uygun hareket etmeleri, soruşturmacı tarafından hatırlatılır.

d) İlk soruşturma kapsamında soruşturmacı şüphelinin ifadesini alırken Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 147. maddesinde yer alan hususları yerine getirmesi gerekir.

İfade ve sorgunun tarzı Madde 147 – (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:

 a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür. b) Kendisine yüklenen suç anlatılır. c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir. d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir. e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir. f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır. g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır. h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır. i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır: 1. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih. 2. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği. 3. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri. 4. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı. 5. İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri. İfade alma ve sorguda yasak usuller Madde 148 – (1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. (2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez. (3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez. (4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. (5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.

 Burada önemli olan, fiilin ayrıntılarının da açıklanmasında büyük yarar vardır. İyi bir ifade alma, ya da sorgu, kişiye suçlandığı olay açıklandıktan sonra, bu olayı anlatmasına fırsat verilen biçimde yürütülen ifade veya sorgudur. Kişi olayı anlattıktan sonra, kendisine aydınlatıcı soruların sorulmasına engel bir kural da yoktur

 

                          

 

*Tüm tebliğatlar iadeli taahhütlü posta  veya memur vasıtasıyla  yapılmalıdır.  Muhataba Tebliğ edildiğine dair belgenin dosyada muhafaza edilmesi gerekmektedir.

 

 

5-) Tanıkların çağrılması ve ifadesinin alınması

 Tanıklar çağrı kağıdı (davetiye) ile çağrılır. Bu çağrı telefon, telgraf, faks gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, tanığın yapılan çağrıya uymaması halinde, Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile çağrılması gerekir. Tanık başka bir yerde ise, istinabe suretiyle ifadesi alınır. Soruşturma sırasında CMK’nın 53.maddesine göre; “dinlenmeden önce gerçeği söylemesinin önemi, gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan cezalandırılacağı, doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği” anlatılır. Tanıkların ayrı ayrı dinlenmesi gerekir ve CMK’nın 54. maddesine göre “tanıklara ayrı ayrı yemin verilmesi” zorunludur. Tanık ifade vermeye başlamadan önce, CMK’nın 55.maddesine göre “bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin eder. Yemin edilirken herkes ayağa kalkar.

 

                  

 

6-) Müştekinin çağrılması ve ifadesinin alınması

  Soruşturmacı, müştekiyi çağrı kağıdı (davetiye) ile usulüne uygun şekilde davet edilir. Telefonla da çağrılabilinir. Şikayetini sürdürüp sürdürmediğini sorar. Bu işlem, takibi şikayete bağlı suçlarda soruşturma sonucunu etkileyeceğinden mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Müştekinin ifadesi alınırken yemin ettirilmez. Müşteki başka bir yerde ise, istinabe suretiyle ifadesi alınır. Müracaat edenin beyanını içeren ifade tutanağı incelenerek; eylem şikayete tabi bir suçu oluşturuyor ve müracaat eden kişi şikayet hakkına sahip değilse, ortada TCK mevzuatında tanımlanan suçlardan hiç birisi yok ise, başkaca bir işlem yapmadan karar verilerek soruşturma sonlandırılmalıdır. İlgili Dosya: şikayetçi davet yazısı, şikayetçi ifade tutanağı

 

 

7-) Müştekinin ifadesinin alınması

 Soruşturmacı, şikayetçinin Şikayetini sürdürüp sürdürmediğini sorar. Bu işlem, takibi şikayete bağlı suçlarda soruşturma sonucunu etkileyeceğinden mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Müştekinin ifadesi alınırken yemin ettirilmez. Müşteki başka bir yerde ise, istinabe suretiyle ifadesi alınır. Müracaat edenin beyanını içeren ifade tutanağı incelenerek; eylem şikayete tabi bir suçu oluşturuyor ve müracaat eden kişi şikayet hakkına sahip değilse, ortada TCK mevzuatında tanımlanan suçlardan hiç birisi yok ise, başkaca bir işlem yapmadan karar verilerek soruşturma sonlandırılmalıdır

 

8-) Uzlaşma Teklifinde Bulunma

Soruşturmacı, Ceza Muhakemesi Kanununun 253. Maddesi gereğince belli suçlarda şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunur. Bunlar, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar ile şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ceza Kanununda yer alan; kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), Taksirle yaralama (madde 89), konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116), çocuğun kaçınlması ve alıkonulması (madde 234), ticari sır, bankacılık su n veya müşteri sim niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçlandır. Soruşturulması ,ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

 

9-) Bilirkişi İncelemesi yaptırmak

 Tıbbi uygulamalarla ilgili suçlarda, kusurun tespitine yönelik olarak, soruşturma dosyasının bir başka üniversiteden bilirkişi incelemesi istenmesi gerekmektedir. Danıştay kararlarında bu hususu zorunlu kılmaktadır. Bilhasa tıbbi tedaviden kaynaklanan suçlarda mutlaka bir başka üniversiteden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir

 

 

10-) Kurumlardan/birimlerden bilgi belge talepleri

 Soruşturma safhasında gerekli olan her türlü bilgi ve belge, Hukuk Müşavirliği aracıyla kurum dışı birimlerden istenebilinir

 

11-) Soruşturmanın sonuçlandırılması (fezleke düzenlenmesi)

Soruşturma raporunda, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır. Raporun sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da gösterilir. Soruşturmacının yukanda sayılanlara ek olarak suçla ilgili belgeleri sırasıyla soruşturma raporuna (fezlekeye) eklemesi ve yetkili kurula gönderilmek üzere soruşturma emri veren makama sunması gerekir. Soruşturmacımn düzenlediği fezlekede ve bu fezleke üzerine verilen Yetkili Kurul kararında CMK da İddianamede bulunması istenen hususlara aynen yer verilmesi gerekir. Zira cezasoruşturmasında fezleke ve bu fezleke üzerine verilen Kurul kararı, bir bütün olarak soruşturma aşamasının sonucuna göre “kovuşturmaya yer olmadığı karan” veya “iddianame” yerine geçmektedir. Soruşturma açmaya yetkili makam tarafından fezleke ve ekleri, karar vermeye yetkili kurula ulaştmldığmda, artık şüpheli hakkında yargılamasının gerekip gerekmeyeceğine dair karar verilme aşamasına gelinmiş olur. Ancak hemen belirtelim ki, soruşturma dosyası kendisine teslim edilen yetkili disiplin amiri, dosyayı doğrudan Yetkili Kurula sevk edebileceği gibi, dosya üzerinde resen yapacağı/yaptıracağı inceleme sonucu şekli eksikler (tebligat, CMK’ya aykın şekilde ifade alınması vb.) tespit ettiği takdirde, dosyayı işlemleri tamamlaması için soruşturmacıya iade edebilir. Soruşturmacıların, iade edilen dosyada tamamlanması istenen eksikleri talimat doğrultusunda tamamlaması zorunludur.  Soruşturmacı, yukarıda belirtilen yetkilerini kullanarak aldığı şüphelilerin ifadelerini, yeminli tanık ifadelerini, isnad edilen suçla ilgili belgeleri dizi pusulası adı altında numara vererek sıraya koymalı ve dizi pusulasını mutlaka fezlekeye eklemelidir. İsnad edilen suçla ilgili bilgi ve belgeler, şüpheli, müşteki ve yeminli tanık ifadeleri özetlendikten sonra fezlekenin değerlendirme bölümünde belgeler, yeminli tanık ifadeleri, şüpheli ifadesi ve yasal dayanaklar bir bütün halinde değerlendirilmelidir. Bu aşamada iddia edilen suç ile şüpheli arasında illiyet bağı kurulup kurulamayacağı, olayların yasal dayanaklara aykırılığının neler olduğu, suçun zaman aşımına uğrayıp uğramadığı tek tek tartışılarak sonuca ulaşılmalıdır. Fezlekenin sonuç bölümünde ise; tüm bilgi ve belgeler ile şüpheli ifadesi birlikte değerlendirilerek, soruşturmacı tarafından suçun oluşup oluşmadığı hususunda (men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme yönünde) kanaat belirtilmelidir.

 

 

12-) Dizi Pusulası hazırlanır

Dizi Pusulası hazırlanır. İşlem safahatına göre evrak ve belgeler soruşturma dosyasına yerleştirilir ve bu sıraya göre dizi pusulası hazırlanır.

 

 

13-) Soruşturma dosyası ve fezleke, ilgili yetkili kurula gönderilmek üzere soruşturma emri veren makama teslim edilmelidir.

Soruşturma dosyası ve fezleke, ilgili yetkili kurula gönderilmek üzere soruşturma emri veren makama teslim edilmelidir.

 

 

Yararlanılan Kaynaklar:

1-) Yükseköğretim Ceza ve Disiplin Soruşturması-Bahattin Duman

2-) Abant İzzet Baysal ünv.Hukuk Müşv.

3-) Gazi Ünv.Hukuk Müşv.

4-) Barolar birliği CMK Cep kitabı

5-) CEZA MUHAKEMESİNDE Anlattırıcı Soru ve Çapraz Sorgu Teknikleri 2015 Prof. Dr. Frank Tom Read Tercüme ve Açıklamalar: Prof. Dr. Feridun Yenisey Doç. Dr. Neylan Ziyalar 2 inci Bası (Direct and Cross Examination)

6-) Açıklamalı İçtihatlı Disiplin Suç ve Cezaları- İbrahim PINAR

7-) Cumhuriyet Savcısı ve soruşturma-Ahmet ASLAN

8-) Soruşturma evresinde Şüphelinin ifadesinin alınması-Prof.Dr.Timur DEMİRTAŞ

9-) 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu

10-) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu

11-) Hacettepe  Ünv.Hukuk Müşv.