Hazırlayan: Av.İbrahim SATIL
A-) SORUŞTURMACI TARAFINDAN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
1-) Soruşturmacının, işlemleri yürütürken kanunun öngördüğü şekil şartlarına ve muhakeme usullerine çok dikkat etmesi gerekir. Çünkü disiplin soruşturmasında delil temini, savunma ve ifade alma vb. işlemlerin her birinin kanundaki usule uygun olmaması halinde, bunlar geçersiz kabul edilmekte ve yargı kararıyla disiplin cezası iptal edilmektedir.
2-) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53/A-(l) maddesinde; soruşturmanın, görevlendirme yazısının tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tamamlanacağı, soruşturma bu süre içinde tamamlanamaz ise soruşturmacının gerekçeli olarak ek süre talep edebileceği, disiplin amirinin gerekçeyi değerlendirerek ve zamanaşımı sürelerini dikkate alarak karar vereceği hüküm altına alınmıştır.
3-) Disiplin suçlarında şikâyet, disiplin soruşturmasına başlama talebi olarak değil, “ihbar” olarak kabul edilir ve bunun doğal sonucu olarak da geri alınması mümkün değildir. Dolayısıyla şikâyetten vazgeçme müessesesi disiplin soruşturmalarında ve kararlarında uygulanmaz.
4-) 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 53/A maddesinin k bendine göre soruşturmanın GİZLİLİĞİ esastır ancak hakkında üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezası istenenler soruşturma evrakını inceleme hakkına sahiptir.
5-) Soruşturmacı, görevlendirildiği konuda soruşturma yürütür; soruşturma sırasında disiplin soruşturmasına konu olabilecek başka fiillerin veya kişi/kişilerin ortaya çıkması durumunda bunları gecikmeksizin disiplin amirine bildirir ve soruşturmaya dahil etmek üzere izin/onay alır.
B-) SORUŞTURMA SÜRECİNDE YAPILACAK İŞLEMLER
Yükseköğretim Kanunun 53/A-(g) maddesinde; soruşturmacının, disiplin soruşturmasıyla ilgili bilgi ve belgeleri toplama, ifade alma, tanık dinleme, bilirkişiye başvurma, keşif yapma, inceleme yapma ve ilgili makamlarla yazışma yetkisini haiz olduğu belirtilmiştir.
Soruşturmacının, görevi kapsamında istediği her türlü bilgi, dosya ve belgeler hiçbir gecikmeye mahal bırakmaksızın kendisine verilir.
Soruşturmacının istediği bilgi ve belgeleri vermekten imtina edenler, gecikmeye meydan verenler hakkında ayrıca disiplin soruşturması açılır.
Aşağıda soruşturmacının yapacağı işlemler adım adım açıklanmaya çalışılmıştır.
1-) Katip Görevlendirme
Disiplin soruşturma işlemlerinde Ceza Muhakemesi Hukukuna paralel olacak şekilde YAZILILIK İLKESİ esas alınmıştır. Bu düzenleme, soruşturulan kişinin idari yargı yoluna başvurması durumunda somut delillerin mahkemeye sunulması açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle tüm soruşturma işlemlerinin hazır bulunan kişilerin İMZASI alınmak suretiyle tutanağa bağlanması gerekmektedir. “Söz uçar; yazı kalır.” atasözü gereği tüm disiplin soruşturma işlemlerin tutanaklara bağlanması gerekir.
Soruşturmacı; yazışmaları kendi yapar ve aldığı ifadeleri bizzat kendi tutanağa yazabileceği gibi bu işlemleri yürütmek üzere “Zabıt katibi” görevlendirebilir.
Soruşturmacı, ifadelerin zabıt katibi aracılığıyla alınacağına karar vermesi halinde yazacağı bir yazı ile zabıt katibini görevlendirir.
Zabit katibi görevlendirme-İndir
2-) Tensip Tutanağının Düzenlenmesi
Disiplin soruşturmalarında izlenecek yol ve uygulanacak yönteme ilişkin özel bir düzenleme mevcut olmamakla birlikte, soruşturmacılar; kendilerine verilen; “… hakkında disiplin soruşturması yapmakla görevlendirilmiş bulunmaktasınız” şeklindeki soruşturma emri üzerine soruşturmaya başlarlar.
Soruşturma yapmakla görevlendirilen soruşturmacının;
» Öncelikle görevlendirme talimatı ile varsa eklerinin, soruşturma esnasında elde edilecek belge, bilgi ve deliller, ifadesi alınacak olan şikayetçi, muhbir, tanık ile haklarında soruşturma yürütülen öğretim elemanı/memur ya da diğer görevlilerin ifadelerinin konulacağı bir dosya hazırlaması,
» Görevlendirme yazısı içeriğinde bulunan iddiaları dikkate alarak bu iddiaların kimler tarafından ve kimlerle ilgili olarak ileri sürüldüğünü dikkatli şekilde inceleyip irdeledikten sonra bir çalışma planı hazırlaması ve bu işlemleri tensip tutanağı adı altında yazması uygun olacaktır.
4-) Şikayetçinin/Muhbirin İfadeye Çağrılması ve Beyanının alınması
Soruşturma süresince kişilerle (şüpheli, tanık, şikayetçi vs.) olan yazışmaların “iadeli taahhütlü” olarak yapılması gereklidir. Ya da görevli memur eliyle gönderilmek suretiyle “teslim ve tesellüm belgesi” karşılığında teslim edilmesi gerekmektedir.
Evrakın elden verilmesi halinde imzalı belge alarak (tebliğ tutanağı) dosyada muhafaza edilmelidir.
Ekte örneği verilen davet yazılan ile ifadesi alınmak üzere şikayetçinin davet edilmesi ve davet yazısının şu şekilde düzenlenmesi gerekir:
Soruşturma emrini alan soruşturmacının bir an evvel soruşturmaya başlayarak öncelikle şikayetçinin ifadesini alması gerekir. Soruşturmaya açmaya yetkili amir tarafından şikayetçi ya da muhbir tarafından doğrudan kendisine intikal ettirilen dilekçeler, ilgili mevzuatında belirtilen şekil şartları ve içeriği açısından değerlendirmeye tabi tutulmakta ise de; bu hususların soruşturma açmaya yetkili amir tarafından ihmal edilmiş olunması ihtimali dikkate alınarak; soruşturmacı tarafından da araştırılması gerekir.
İhbar ve şikayet mektuplarında işleme konulmama, dolayısıyla soruşturma açılmamasını gerektirecek şartların oluşması halinde soruşturmaya devam olunmaz, bu durumu dile getiren bir yazı yazılarak soruşturmayı açan ve görevlendirmeyi yapan disiplin amirine bildirilerek alınacak talimat doğrultusunda işlem yapılır. İhbarcının ya da şikayetçinin, mektubun kendisi tarafından yazılıp gönderildiğini, imzanın da kendisine ait olduğunu beyan ve kabul etmesi halinde soruşturmaya devam olunur.
Şikayetçi tarafından açıklanan bilgi ve belgeler ile buna ilişkin varsa ilave deliller “şikayetçi ifade tutanağına geçirilir.
Şikayetçi ifade atma tutanağı-İndir
5-) Bilgi ve Belge Toplanması
Şikayetçinin ifadesinin alınmasını müteakip, soruşturma konusu olayla ilgili araştırmalar yapılmak suretiyle; bu konudaki bilgi ve belgelerin derlenmesi gerekir. Şikayete konu evrakın incelenmesi, bilgi, belge ve delillerin toplanması ve ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Araştırmalar sırasında, elde edilen bilgi, belge ve deliller ile rapora derç edilmesi uygun görülen konular not edilerek rapora eklenecek delillerin birer örneği temin edilmek suretiyle soruşturma konusu olayı aydınlatacak her türlü bilgi, belge ve delilin eksiksiz toplanmasına önem verilmelidir.
6) Tanığın/tanıkların çağrılması ve ifadesinin alınması
Disiplin soruşturmasında, olayın açıklığa kavuşturulabilmesi için tanık ifadelerin alınması büyük önem taşımaktadır. Zira tanık ifadeleri, maddi delilleri tamamlayıcı ve soruşturmaya ışık tutucu mahiyettedir. Tanık ifadeleri, konuyla ilgili soruların sözlü olarak sorulup cevabın tanık ifade tutanağına kaydedilmesi şeklinde alınabileceği gibi, soruların yazılı olarak verilmesiyle ‘yazılı ifade’ şeklinde de alınabilir. Tanıklara yöneltilecek soruların iyi seçilmesi, soruların net ve anlaşılır olması gereklidir. Şikayetçi tarafından gösterilen yeteri kadar tanık dinlenilmeli, gerekirse konuyla ilgili olan kurum içi yönetici, öğretim elemanı, memur ve diğer görevlilerin de yazılı ifadelerine başvurulmalıdır. Tanık ve şikayetçilerin ifadeleri gizli tutulmalı, soruşturulanla/soruşturulanlarla karşılaşmalarına izin verilmemelidir.
Yazılı ifade yönteminin tercih edilmemesi halinde tanık ifadelerinin sözlü olarak alınıp, tanık ifade tutanağı düzenlenmesi gerekmektedir. Bu durumda, aşağıda örneği verilen davet yazılan ile ifadesi alınmak üzere tanığın/tanıkların davet edilmesi ve davet yazısının şu şekilde düzenlenmesi gerekir:
Tanığa/tanıklara soruşturma konusu iddialar tek tek sorularak bu konuda bildiğini cevaplaması istenir. İfade veren tanığa müdahale edilmez. Bildiklerini tam olarak anlatmasına müsaade edilir. Yanlış ifadeler de kullansa bunlar tutanağa aynen yazılır. Söyleyeceklerini tamamladıktan sonra cevaplandırılmayan durumlar varsa bunlar sanığa hatırlatılır. Başka bir diyeceğinin bulunup bulunmadığı mutlaka sorulur. Bu husus soru cevap olarak tutanağa geçirildikten sonra ifadesi imzalatılır. İfade tutanağı birden fazla sayfayı kapsıyorsa diğer sayfalan da tanıkla birlikte paraf edilir.
Alınan tanık ifadeleri ve tanığın sunduğu deliller rapora eklenmek üzere dosyaya konulur.
7-) Soruşturulanın çağrılması ve Savunmasının Alınması
Savunmaya davet yazısında hakkında disiplin soruşturması açılan fiilin neden ibaret bulunduğu, savunmasını belirtilen sürede yapmadığı takdirde savunmasından vazgeçmiş sayılacağı ilgiliye bildirilir.
Soruşturulanın/Soruşturulanların yazılı olarak savunmasının istenmesi ya da yazılı savunma vermek üzere davet edilmesi durumunda, yazının hangi tarihte Soruşturulana/Soruşturulanlara tebliğ edildiği hususu önem arz etmektedir.
Bu nedenle, “çağrı yazısı” düzenlenerek ifadesi alınmak üzere soruşturulanın davet edilmesi ve soruşturulana yazılan çağrı yazısının iadeli taahhütlü mektupla gönderilmesi ya da görevli memur eliyle gönderilmek suretiyle “teslim ve tesellüm belgesi” karşılığında teslim edilmesi gerekmektedir.
Soruşturulan tutuklu ve hükümlü olması gibi haller göz. önüne alınarak, pek çok cezaevinde postanın haftada bir dağıtılıyor olması nedeniyle, çağrı yazısının(tebligatın) soruşturulan eline geç ulaşması ihtimali dikkate alınarak, avukatı ile görüşebilmesi ve savunmasını hazırlaması için uygun bir süre verilmelidir.
Soruşturulana gönderilen çağrı yazısına; hangi suçla itham edildiğinin açıkça yazılması gerekir.
Yükseköğretim Kanunun 53/A maddesinin “Savunma Hakkı Kapsamında Gözetilecek Hususlar” bölümünde;
- Soruşturulana, iddialar hakkında savunma imkânı tanınmadan disiplin cezası verilemeyeceği, soruşturmayı yapanın yedi günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen tarihte geçerli bir mazereti olmaksızın savunmasını yapmayanın, savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı,
- Savunmaya davet yazısında hakkında disiplin soruşturması açılan fiilin neden ibaret bulunduğunun ve savunmasını belirtilen sürede yapmadığı takdirde savunmasından vazgeçmiş sayılacağının bildirileceği,
- Disiplin cezası vermeye yetkili makamların gerek görmeleri halinde, isnat edilen fiil ve soruşturma raporunda önerilen disiplin cezasını da belirtmek suretiyle, yukarıda sayılan usullere göre tekrar savunma isteyebilecekleri,
- Hakkında üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezası istenenlerin soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip oldukları, Hüküm altına alınmıştır.
Soruşturulanın ifadesi alınırken; hakkındaki iddialar, tek tek sorularak cevaplandırılması istenir. İfadesine esas teşkil edecek bilgi, belge, tutanaklar soruşturulana gösterilir. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi Kararlarına göre Soruşturulan, disiplin soruşturması sırasında avukatla temsil edilme hakkı vardır. Soruşturulana ifade alınırken müdahale edilmez. Kullandığı ifadeler yanlış da olsa raporda değerlendirilmek üzere aynen yazılır. İfade tamamladıktan sonra cevaplandırılması istenilen başka hususlar varsa soruşturulana hatırlatılır. Başka bir diyeceğinin bulunup bulunmadığı mutlaka sorulur. Bu husus da soru cevap olarak tutanağa geçirildikten sonra ifadesi imzalatılır ve ifadenin birden fazla sayfayı içermesi halinde diğer sayfalar soruşturulan ile birlikte paraf edilir.
İfadesinin alınması sırasında soruşturulan tarafından soruşturma konusu olayla ilgili olarak tanık gösterilmesi halinde, delil olarak kullanılmak üzere ve de olayın aydınlatılmasına yardımcı olunmak bakımından bu tanıkların da ifadesi alınır.
Hakkında soruşturma yapılan kişi ifade verip vermemekte serbesttir. İfade vermeye zorlanmamalıdır. Ancak ifade vermek istemediğini belirtip, ifade zaptını veya yazması için kendisine verilen ve hakkındaki iddiaları kapsayan belgeyi imzalaması sağlanmalıdır. Eğer kamu görevlisi bundan da imtina ediyorsa, orada bulunanlar veya davet edilecek diğer personel yardımıyla durum bir tutanakla tespit edilmelidir.
8-) Bilirkişinin İfadesinin/Görüşünün Alınması
Öncelikle belirtelim ki, teknik bilgi gerektiren konularda soruşturmacı, bilirkişinin görüşüne ya da ifadesine başvurabilir. Görüş ya da ifade alma usulü, bilirkişiye yazılan bir yazı ile konu hakkındaki görüşünün yazılı olarak istenilmesi şeklinde olabileceği gibi, bilirkişiye soru sormak ve cevabını alarak tutanağa geçirmek şeklinde de olabilir. Uygulamada genellikle bilirkişi görevlendirilmek suretiyle, ilgili dosyanın bilirkişiye teslim edilmesi ve bu konudaki inceleme ve görüşlerini içeren bilirkişi raporunun tanzim edilmesi yolu tercih edilmektedir. Seçilecek bilirkişinin soruşturma konusu olay hakkında uzman olmasına dikkat edilmelidir. Bilirkişinin/bilirkişilerin doğrudan soruşturmacı tarafından tayin edilmesi ve soruşturmanın özelliği nedeniyle bilirkişiye ihtiyaç duyulması halinde şu yazı yazılır:
9-) Keşif Yapılması
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53/A-(g) maddesinde; soruşturmacının, disiplin soruşturmasıyla ilgili bilgi ve belgeleri toplama, keşif yapma, inceleme yapma yetkisini haiz olduğu belirtilmiştir.
Keşif, suçun nasıl işlendiğinin tespiti amacıyla yapılır. Zabıt katibi görevlendirilmiş ise keşif sırasında onun da bulunması gerekmektedir.
Keşif tutanağına, var olan durum ile olayın özel niteliğine göre varlığı umulup da elde edilemeyen delillerin yokluğu da yazılır. Tutanak, hazır bulunan soruşturmacı ve zabıt katibi tarafından imzalanır.
Keşif sırasında hakkında soruşturma yapılan şahıs mevcut ise onun da keşif tutanağını imzalaması gerekir.
Keşif yapılması sırasında soruşturulan, mağdur ve bunların müdafi ve vekili hazır bulunabilirler.
Mağdur veya soruşturulanın keşif sırasında bulunması, tanıklardan birinin gerçeğe uygun tanıklık etmesine engel olabilecekse, o işte soruşturulan bulundurulmayabilir.
Keşif sırasında hazır bulunmaya hakkı olanlar, işin geri bırakılmasına neden olmamak koşuluyla, işlerin yapılması gününden önce haberdar edilirler.
10-) İlgili Kurum ve Kuruluşlardan Bilgi İstenilmesi
2547 Sayılı yükseköğretim Kanununun 53/A maddesinin; (g) bendinde; soruşturmacının, disiplin soruşturmasıyla ilgili olarak ilgili makamlarla yazışma yapma yetkisini haiz olduğu,(h) bendinde de; soruşturmacının, görevlendirme kapsamında talep ettiği bilgi ve belgeler gecikmeksizin kendisine verileceği, hükme bağlanmıştır.
Bu kapsamda soruşturmacı, soruşturma konusu olayla ilgili olarak gerek kurum içinden gerekse diğer yükseköğretim kurumlarından bilgi talep edebilir. Kurumlar bu bilgiyi vermekle mükelleftirler.
11-) Soruşturulanın/Soruşturulanların Daha Önce Disiplin Cezası Alıp Almadıklarının Sorgulanması
2547 sayılı yükseköğretim Kanununun 53/A maddesinde; geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan veya ödül veya başarı belgesi alanlara verilecek disiplin cezalarında bir derece alt ceza uygulanabileceği, bir derece alt cezayı, asıl cezayı vermeye yetkili makamın vereceği, belirtilmiştir.
Bu nedenle, soruşturmacı tarafından soruşturmanın yürütülmesi aşamasında, soruşturulanın/soruşturulanların daha önce disiplin cezası alıp almadığının, ödül ve başarı belgesi bulunup bulunmadığı hususunun sorgulanarak teklif edilecek cezai müeyyidenin tayini sırasında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Soruşturmacı tarafından soruşturmanın yürütülmesi aşamasında, soruşturulanın/soruşturulanların daha önce disiplin cezası veya ödül ve başarı belgesi alıp almadığı hususunun sorgulanması için ilgili Personel Daire Başkanlığına şu yazı yazılır:
12-) Disiplin Soruşturması Raporunun Düzenlenmesi
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki kamu personelinin anılan Kanun’un 53 üncü maddesinde sayılan disiplin suçlarına konu fiil veya hâlinin öğrenilmesi üzerine, fiil veya hâlin işlenip işlenmediği hususunun ortaya çıkarılabilmesi için yapılan soruşturma sonucunda disiplin soruşturması raporu düzenlenir.
Disiplin soruşturmalarının nasıl yapılacağı yönünde herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. 2547 sayılı Kanun ile sadece disiplin suç ve cezaları sayılmış ve bazı esaslar belirlenmiştir. Ancak disiplin soruşturmalarının yürütülme esasları ortaya konulmamıştır.
Soruşturma konusuyla birinci derecede ilgili resmi kayıt, belge, tutanak, rapor, defter gibi evrakta mevcut dolaysız bulgular ve bilgiler özetlenir. Belgelerin, ek numaraları parantez içerisinde gösterilir. Olayda; zamanaşımı, tekerrür gibi hususların bulunup bulunmadığı öncelikle tespit edilir. Soruşturma konusu hakkında elde edilen tüm veriler inceleme belirtilir.
Dosyada bulunan ve soruşturma konusuyla ilgili belge ve bilgiler irdelenir. Muhbir ve müşteki ifadeleri, tanık beyanları, savunmalar, bilirkişi raporları, inceleme tutanakları, diğer kâğıt ve dokümanlardan gerekli görülenler eleştirilir. Raporda muğlak ifadeler kullanılmaması, önerilen ya da talep edilen işlem ile varılan kanaat ve sonucun farklı anlamlara gelmeyecek şekilde açık olması, gereksiz tekrarlardan kaçınılması yararlıdır. Disiplin soruşturmalarında fiil ve fail arasındaki illiyet bağının somut olarak ortaya konulması gerekir. Fail-fiil ilişkisi kurulurken eylemin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesinde sayılan fiillerden hangisine karşılık geldiği açıkça yazılır. Soruşturma konusu fiilin anılan maddeye göre suç oluşturan bir fiil olmaması halinde 657 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinde sayılan fiillerden hangisine tekabül ettiğinin açık bir şekilde yazılması ve bu fiile karşılık gelen disiplin cezasının gerekçeli olarak belirtilmesi gerekir. Gerekirse karşılaştırmalı değerlendirmeler yapılır. Beliren durum, disiplin mevzuatı hükümleriyle karşılaştırılarak suç unsurlarının tamam olup olmadığı, iddiaların doğru olup olmadığı gerekçeli bir biçimde ortaya konulur. Birden fazla soruşturma konusu var ise aynı rapor içinde her konu ayrı olarak ele alınır ve değerlendirilir. Bu bölümde gereksiz tekrarlardan kaçınılır, aynı bilgi ve belgeler için gerekirse önceden zikredilen bilgi ve belgelere atıf yapılır. Yapılan değerlendirmenin objektif olması, suçla ceza arasındaki dengenin gözetilmesi gerekir.
Danıştay 10 uncu Dairesi’nin 27.10.1987 tarih ve E.1987/2015, K.1987/1721 ve 17.12.1985 tarih ve E.1985/1991, K.1985/2137 sayılı kararlarında da görüleceği üzere üstüne atılı disiplin suçunu işlediği hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde kesin olarak ortaya konmadan, çelişkili ifadelere dayanarak davacı hakkında verilen disiplin cezası ile cezalandırılması yolundaki dava konusu işlemde hukuki isabet görülmemiştir.
Disiplin cezası teklif edilirken “ölçülülük ilkesi”nin dikkate alınması gerekmektedir. Ölçülülük, idarenin yetkilerini kullanırken takınacağı tavrın, sadece varılmak istenen sonuca ulaşmaya yetecek kadar olmasını öngörmekte, fazlasının geçersiz olması sonucunu doğurmaktadır.
Danıştay'ın ölçülülük ilkesini uyguladığı kararlarında açıkça ölçülülük ilkesinden söz edilmemiş, bunun yerine aynı anlamda; “adil denge”, “adil bir oran”, '‘fiil ile verilen ceza arasında uyum” gibi ifadeler kullanılmıştır. Zira Danıştay 8. Dairesinin 14.12.1993 tarih ve E.1993/1617, K: 1993/4214 sayılı Kararında "... suçla verilen ceza arasında adil bir denge bulunması gerektiği... ” ifadesi yer almıştır.
Soruşturmacı, soruşturmanın sonucuna göre, ulaştığı kanaati açıklamak ve tekliflerini bildirmekle görevli olduğundan, bu tekliflerini yaparken; “... ile cezalandırılmasının uygun olacağı” ya da “herhangi bir işlem yapılmasına gerek bulunmadığı” kanaatine ulaştığını belirten ifadelerle raporun sonunu bağlamalıdır. Örneğin, “Hakkında soruşturma açılan A....'nın Dekanlık makamı tarafından istenen belgeleri mazeretsiz olarak zamanında teslim etmediği yolundaki iddialar sübut bulduğundan, adı geçen hakkında, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53 üncü maddesinin b-2/a fıkrası uyarınca uyarma cezası verilmesinin uygun olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” gibi...
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesinde disiplin cezası verilmesine sebep olan fiillerin, 657 sayılı Kanun’da disiplin ihlali oluşturan fiillere ilave olduğu düzenlenmiştir. Bu itibarla 657 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinde sayılan fiillerin ihlali nedeniyle disiplin cezası önerildiği durumlarda 2547 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde 657 sayılı Kanun’a yapılan atıf soruşturmacı tarafından bu bölümde vurgulanmalıdır. Örneğin, “Hakkında soruşturma açılan A....'nın usulsüz müracaatta bulunduğu yolundaki iddialar sübut bulduğundan, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan “657 sayılı Kanun’daki fiillere ilave olarak bu Kanun kapsamındaki kamu görevlileri için uyarma cezasını gerektiren fiiller şunlardır…” hükmü uyarınca adı geçen hakkında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125 inci maddesinin A/d fıkrasına göre uyarma cezası verilmesinin uygun olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” gibi...
Özlük dosyasında daha önce verilmiş disiplin cezası mevcutsa tekerrür şartlarının oluşup oluşmadığı, bir alt cezanın uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilir.
13-) Dizi Pusulası Hazırlama
Raporun ekleri oluşturulduktan sonra bunlar dizi pusulasına aktarılır. Belgeler dizi pusulasına ek numarası, belge tarih ve sayısı ve belgenin konusu yazılarak aktarılır. Dizi pusulası eklere daha kolay ulaşılmasını sağlar. Dizin pusulasındaki belgeler görevlendirme yazısıyla başlar, rapora yapılan son ekle tamamlanır.
14-Raporun İlgili Disiplin Amirine Sunulması
Disiplin soruşturması raporu, görevlendirme yazısında belirtilen sayı kadar düzenlenmeli ve soruşturmanın tamamlanmasından sonra, görevlendirme emrini veren makama makul bir sürede verilmelidir. Görevlendirme yazısında raporun kaç nüsha olacağı belirtilmemişse en az 2 nüsha düzenlenmesinde fayda vardır. Düzenlenen rapor aşağıda örneği verilen yazı ekinde, görevlendirmeyi yapan disiplin amirine sunulur.
Yararlanılan Kaynaklar:
1-) Yükseköğretim Ceza ve Disiplin Soruşturması-Bahattin Duman
2-)Marmara Üniversitesi- Soruşturma Rehberi
3-) Yükseköğretim Kurumlarında Disiplin ve Ceza Soruşturması-Alaaddin Şahin
4-) Barolar birliği CMK Cep kitabı
5-) CEZA MUHAKEMESİNDE Anlattırıcı Soru ve Çapraz Sorgu Teknikleri 2015 Prof. Dr. Frank Tom Read Tercüme ve Açıklamalar: Prof. Dr. Feridun Yenisey Doç. Dr. Neylan Ziyalar 2 inci Bası (Direct and Cross Examination)
6-) Açıklamalı İçtihatlı Disiplin Suç ve Cezaları- İbrahim PINAR
7-) Cumhuriyet Savcısı ve soruşturma-Ahmet ASLAN
8-) Soruşturma evresinde Şüphelinin ifadesinin alınması-Prof.Dr.Timur DEMİRTAŞ
9-) 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu
10-) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu